“Kayyum rektörün” atanmasıyla üniversite özerliğine sistematik saldırıların yapıldığı Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyenler 4.5 yıldır mücadele veriyor.
Akademisyenler yaşananları Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri ve Mezunlar Derneği’nin (BÜMED) tarafından düzenlenen “Değişim Arifesinde Üniversite” buluşmasında anlattı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan etkinliğe, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Nuri Aslan, öğrenciler, idari çalışanları ve lise öğrencileri dahil geniş bir yelpazeden katılım oldu. Toplantıda konuşan İBB Başkanvekili Aslan, “Boğaziçi Üniversitesi’nin direnen akademisyen ve öğrencileri hepimize ilham veriyor. Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun, hukuksuzca tutuklanmasının ardından üniversitelerden yükselen ses, Türkiye’nin değişim iradesinin en güçlü göstergesidir. Biz korkmuyoruz, geri adım atmıyoruz; iyiliği ve umudu savunmaya devam edeceğiz” dedi.
‘CİDDİ BİR KOPUŞ VAR’
Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Cemal Kafadar, dünya genelinde akademik özgürlük ve üniversite özerkliğine yönelik artan tehditlere dikkat çekerek “Gerçek bir üniversite hayalinden vazgeçmemeliyiz” dedi. ABD Başkanı Trump’ın daha seçimler öncesinde Hindistan ve Türkiye’de medya ve üniversiteler üzerinde iktidarların kurduğu baskıları incelemeye başladığını belirten Kafadar, “ABD üniversiteleri şimdi bunun uygulamasını yaşıyor ne yazık ki” dedi. Etkinlik kapsamında, Prof. Dr. Betül Tanbay’ın yönettiği “Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek” panelinde, akademik özgürlüğün anayasal temelleri ve demokratik yönetim modelleri masaya yatırıldı. İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “2017 anayasası ile Cumhuriyet anayasacılığından ciddi bir kopuş yaşanmıştır. Üniversiteleri yeniden bilim, demokrasi ve özerklik ekseninde yapılandırmak için, anayasal saygı, bilgi kirliliğinin temizlenmesi ve demokratik güvence sağlayacak anayasa değişiklikleri öncelikli gündem olmalıdır” dedi. Prof. Dr. Raşit Tükel de üniversite bileşenlerini kapsayan, kamusal ve denetlenebilir bir yönetim modelinin şart olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Taner Bilgiç ise rektör belirleme sürecinde demakratik iradenin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Cem Ersoy, üniversite yönetiminde öğrencilerin, çalışanların ve mezunların söz sahibi olması gerektiğini vurguladı.
‘GELECEĞİMİZDEN KAYGILIYIZ)’
İkinci panelde ise üniversite bileşenleri olan gençler konuştu. Öğrenci temsilcisi, Naz Şen, “Öğrenciler üniversite yaşamının merkezindedir. Ancak karar alma süreçlerinden dışlandığımızda, üniversite bizim için sadece eğitim alınan bir mekâna indirgeniyor. Özgür, çoğulcu ve eşitlikçi bir kampüs ortamı istiyoruz” dedi. Liseli katılımcı Ece Su Sevil ise gençlerin geleceğe dair kaygılarını dile getirdi: “Diplomalı işsizlik, barınma krizi, ekonomik güvencesizlik gibi sorunlar çözülmeden iyi bir üniversiteden söz edemeyiz.”