“Ek vergilerle maliyetlerimiz yüzde 25 arttı”

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

İplik ve kumaşa getirilen anti-damping vergilerini eleştiren İstanbul Hazır Giysi ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) eski İdare Heyeti Lider Yardımcısı, Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD) eski lideri ve Ultra Çorap AŞ İdare Şurası Lideri Özkan Karaca, getirilen korumacılık önlemleri nedeniyle dolar bazında hammaddeyi yüzde 25 daha kıymetli aldıklarını söyledi.

“Hazır giysi bölümünün ülkemiz için ne kadar değerli olduğu tekrar göz gerisi edildi” diyen Özkan Karaca, hazır giysi bölümünün, dokumacılık ve hammaddeleri bölümünden 2,5 kat fazla ihracat yaptığına dikkat çekerek, kesimin maliyetler karşısında darboğazdan geçtiğini lisana getirdi.

Karaca, “Buna ek olarak hammadde ithalatına getirilen ek vergiler, sıkıntıları düzgünce tepeye taşıdı. Her vakit dediğimiz üzere elbette Türkiye’de üretilen hammadde varsa muhafaza getirilsin. Lakin Türkiye’de üretilmeyen polyester kumaşlara, işlevsel ipliklere, ülkemizde üretilmeyen 40 nm. üzerindeki pamuk ipliklere anti-damping konması mantıklı değil” dedi. Karaca, anti-dampingin üreticileri yenilik yapmaktan da uzaklaştırdığını söyledi.

Bu durumu lobi faaliyetlerine bağlayan Karaca, bugünkü krizin asıl nedenini ise şöyle yorumladı: “Pandemi sonrasında biz hammaddeyi dünyadaki başka rakiplerimizden dolar bazında yüzde 25 daha değerli aldık. Hatta birtakım ipliklerde yüzde 40-50’lere çıktı. O periyotta navlun fiyatları konteyner başına 15-20 bin dolara kadar çıkmıştı. Türkiye olarak ucuz navlun imkânını güzel kullandık, fiyatlarımızın yüksekliği çok hissedilmedi. Ne vakit konteyner fiyatları bin 500-2 bin dolarlara düştü, müşteriler daha ucuz ülkeleri tercih etmeye başladı.”

“Sorunlarımızı Ankara’ya anlatamadık”

Bugün de Türkiye’deki pamuk ipliklerin dünya fiyatlarının yüzde 30, pamuk polyester ipliklerin yüzde 40, polyamide ve polyesterli ipliklerin yüzde 60 üzerinde daha değerli olduğunu lisana getiren Karaca, “Zaten işlevsel hammadde yatırımı yapılmazken yeni anti-dampingler hazır giysisi daha da sıkıntı durumda bırakacak. 20 milyar doların üzerinde ihracat yapan bir kesim olarak sıkıntımızı Ankara’ya anlatamadık.

Bir tarafı korurken başka tarafa ne kadar ziyan veriyor anlatmamız ve ikna etmemiz lazım. Her vakit tıpkı gemide olduğunu argüman eden bu dalların kanaat başkanları oturup tartışmalı, ülkemiz için yararlı olan neyse o yapılmalı, bugüne kadar korumacılıkla hiç bir yere gelemediğimizi görüyoruz. Hazır giysi, dokumacılık rekabeti yerine, rakip ülkeler ile her mevzuda çaba edilmeli” vurgusu yaptı.

“Böyle giderse kimi alanlarda üretim biter”

Amaçlarının hammadde tedarikçisiyle hengame olmadığını söyleyen Karaca, “Aynı gemideyiz, onlar da güç duruma düşmesin. Ancak bu türlü giderse hazır giyimci kimi alanlarda üretimden çıkacaktır” dedi. Bilhassa işlevsel ve naylon iplikler Türkiye’de üretilmediği için hazır giyimcinin bunlara ulaşamadığını belirten Karaca, “Ulaşamadığı için yahut çok daha fazla vergi ödediği için üretip ihracatını yapamıyor” dedi.

“Eximbank’ın ‘teminatsız’ kredisi tabana yayılmalı”

Eximbank kredilerinde ihracatçıya getirilen yeni uygulamaları kıymetlendiren Özkan Karaca, “Eximbank verdiği kredinin faizini peşin alarak kalan ölçüsü ihracatçıya veriyor. Yani faizi peşin kesiyor.

Dolayısıyla o kesintiyi de faizin üstüne koymanız gerekiyor. Bu da otomatikman faizi yükseltiyor” dedi. Teminatlara getirilen kolaylıklar konusunda ise Karaca’nın yorumu, “Teminatsız kredi uygulamasının alanı genişletilmeli” oldu. Karaca, “30-40 yıldır çalışan ve hiçbir senedi dönmeyen lakin teminat vermekte zorluk çeken birçok firmamız var.

Ülkedeki üreticilerin yüzde 98’i KOBİ ve istihdamın yüzde 67’sini sağlıyor. Lakin bunların birçok gayrimenkul ipoteği ya da teminat veremiyor. Münasebetiyle bilhassa Eximbank kredisine erişmekte zahmet çekiyor. Düzgün çalışan firmaların, güzel araştırılıp teminat mektubu olmadan da Eximbank kredilerine erişmesinin önü açılmalı. Bunu alan firmalar var lakin uygulama tabana yayılmalı” diye konuştu.