İran’da gazeteci Sara Masumi, mahkeme tarafından altı ay mahpus cezasına çarptırılmasının yanı sıra iki yıl da meslekten men cezası altı.
İran’ın Şark gazetesinin haberine nazaran, gazeteci Masumi’nin avukatı Ali Müçtehidzade, müvekkilinin tıpkı olayla ilgili cürüm duyurusunda bulunulan başka gazetecilerin tersine, İhtilal Mahkemesi’nde yargılandığına dikkati çekti.
Gazeteciye isnat edilen tek cürmün “sosyal medya paylaşımı” olduğunu belirten Müctehidzade, mahkemede bu paylaşımla ilgili içeriğin palavra olduğuna dair rastgele bir delil sunulmadığını kaydetti.
Sara Masumi, muhaliflerin “ahlak polisini” suçladığı olayla ilgili “gerçek dışı bilgi yayınlamakla” suçlanmıştı.
Ne olmuştu?
İran’ın başşehri Tahran’da metroda kötüleşip başını yere çarptıktan sonra hastaneye kaldırılan ve başörtüsü takmadığı için “ahlak polisi tarafından darbedildiği” argüman edilen 16 yaşındaki Armita Geravend, 28 gün kaldığı komadan çıkamayarak hayatını yitirmişti.
Muhalif kaynaklar, ülke gündemine oturan olayda, genç kızın zarurî başörtüsü kurallarına uymadığı için fizikî akına uğradığını ve bu sırada şuurunu kaybettiğini öne sürmüştü.
IRNA tarafından yayımlanan olayla ilgili güvenlik kamerası imgelerinde, metro istasyonunda bir genç kızın, bir küme tarafından trenden indirildiği ve şuuru kapalı halde hareketsiz durduğu görüldü.
Güvenlik kamerası manzaralarında trenin içinden rastgele bir manzara yer almadı. Daha sonra yayımlanan imgelerde ise genç kızın arkadaşlarıyla buluştuktan sonra başörtüsü olmadan metroya bindiği ve saniyeler sonra yere düştüğü anlaşılıyor.
Ailesi ‘kaza’ demişti
Bunun akabinde IRNA olayla ilgili Armita’nın ailesiyle yaptığı röportajı yayımlamış ve aile, kızlarının taarruza uğradığına dair tezleri reddetmişti.
Armita’nın annesi Şehin Ahmedi Geravend, “Kızım, Şuheda Metrosu’ndan okula gitmek için arkadaşlarıyla randevu almış, tren istasyonuna girdikten sonra tansiyonu düşmüş ve bu sırada istikrarını kaybederek başını vagonun kenarına çarpmış. Tüm imgeleri inceledik, olay bir kazaydı. İnsanlardan kızımızın sıhhati için dua etmesini istiyoruz.” demişti.
Olay, kimi Batılı medya organlarında yeni bir “Mahsa Emini vakası” olarak sunulmuş ve ABD, İngiltere ve Almanya’dan yetkililer genç kızın “ahlak polisi tarafından darbedildiği” argümanlarını lisana getirmişti.
