Yeditepe Üniversitesi İktisat Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Natalya Ketenci, güç tasarrufunu en verimli halde uygulamak için “Döngüsel Ekonomi”nin değerli bir iktisat modeli olduğunu belirterek, “Kurumlar için en kıymetli tedbir döngüsel iktisada ve yenilenebilir güce yatırım.” tabirlerini kullandı.
Yeditepe Üniversitesi’nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ketenci, güç kaynaklarının kıt olması nedeniyle bilhassa Türkiye üzere güç kaynağı açısından varlıklı olmayan ülkeler için tasarrufun çok değerli olduğunu belirtti.
Ketenci, “National Footprint and Biocapacity Accounts 2022’ye nazaran insanlık doğayı gezegenimizin kendisini yenileyebileceğinden 1,8 kat daha süratli tüketiyor. Yani beşerler güya 1,8 dünya var üzere yaşıyor. Türkiye için bu sayı 2,1. Güya elimizde, 2.1 tane Türkiye var üzere yaşıyor ve tüketiyoruz.” tabirlerini kullandı.
Enerji tasarrufunu en verimli halde uygulamak için “Döngüsel Ekonomi”nin kıymetli bir iktisat modeli olduğunu tabir eden Ketenci, “Bu modelde, eserleri yeni kaynakları kullanmadan, atık olarak düşündüğümüz gereçlerden elde edebiliyoruz. Kurumlar için en değerli tedbir döngüsel iktisada ve yenilenebilir güce yatırım.” değerlendirmesinde bulundu.
Ketenci, “John Rockfeller, yakıt üretiminde, bir gram israfa müsamaha göstermediği için dünyanın en büyük yakıt üreticisi oldu. Geçmişte atık kabul edilen eserleri, akaryakıt üretimi için kullanmaya başlayıp bu eserden en büyük çıkarı elde etmişti. Döngüsel iktisatta yeni kaynakları kullanmadan elimizde olanları kullanıyoruz. Alışılmış ki bir ülke yahut kurum geceden sabaha değişemez. Bunun için yeni teknoloji geliştirmek, vakit ve yatırım gerekiyor.” açıklamasında bulundu.
“Türkiye’de yenilenemeyen güç için en mümkün alternatif güneş enerjisidir”
Bireysel olarak en kıymetli tedbirin ise anaokul ve ilkokullardan itibaren eğitim olduğunu, atık ayırmanın her yaş için kıymetli bir eğitim konusunu oluşturduğunu belirten Ketenci, gençlerin yavaş yavaş döngüsel iktisada alışmaya başladığını lakin orta yaş ve üstü tasarrufçu olarak değil tüketici olarak yaşamaya alıştığını kaydetti.
Ketenci, tüm dünyada çevreyi kirleten sanayilerin başında güç dalının geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki güç dalı, daima artan güç maliyetleri nedeniyle ekonomik büyümeyi zorlaştıran, yüksek seviyede güç kaynaklarına bağımlılık ile karakterizedir. Bu nedenle Türkiye, Avrupa üzere yenilenebilir güç altyapısını uygunlaştırmayı ve güçte dışa bağımlılığını azaltmayı planlıyor. Türkiye’de yenilenemeyen güç için en muhtemel alternatif güneş gücüdür. Teknolojideki gelişmelerle güneş gücü, elektrik üretimi ve su ısıtmada karbon emisyonu olmadan doğal gaza verimli bir alternatif olabilir.
Ancak kıt ve zehirli unsurlardan üretilen güneş panellerinin kullanımı etrafa daha da fazla ziyan veriyor. Geri dönüştürülmeyen güneş panelleri, nükleer santrallerden 300 kat daha fazla atık üretiyor. Dünyada güneş gücü dalını döngüsel iktisada dâhil edecek ve yeşil yapacak teknolojiler üzerine araştırmaları destekleyen çeşitli fonlar var. Türkiye, güç bölümü için döngüsellik araştırmasında yer almaktadır, lakin bu daha uzun bir süreçtir.”
Yeşil iktisada geçişte elektrikli araçların da geri dönüştürülmeyen zehirli piller problemini ortaya çıkardığını kaydeden Ketenci, “Türkiye’de yeşil iktisada geçiş, dünyadaki öteki ülkeler üzere meselesiz geçmiyor. Bu nedenle yeşil iktisada geçişin mümkün olduğu kadar pak olabilmesi için daima ve ileri seviyede araştırma yapılması gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.
